21 Temmuz 2010 Çarşamba

Uslu Çocuğum

Sözümü tuttum baba; bak üniversitede okuyan uslumu uslu bi oğlun var, sende farkındasındır zaten.Okuluna gidip gelen,derslerine çalışan ve başarılı olmak için üstünü başını yırtan bi oğlun var,gurur duymalısın oğlunla ve duymalıyız.Böyle doğduk çünkü hayata sende böyle doğdun, bende böyle doğdum.Ve hep büyük kıyafetler alındı ,büyük roller biçildi bana.3.sınıfken 4.sınıf olduğumu söylerdim insanlara neden büyümek isterdim yada büyük olmam gerekmişti.Bu soruları düşünmeden büyüdüm ve büyüdükçe bu soruları sormaya cesaret edemedim.Aslında cesaret etmeye korkmuştum sanırım çünkü uslu bir cocuk olmam istenmişti yani akıllıya,akıllı çocuğa denk düşüyor!Ve büyüdüm,cesaret etmeye korkmaktanda sıkılmıştım artık ama hala uslu bi çocuk olarak...

Sözümü tuttum baba uslu cocuk kalarak,Japonya nın 2 tane atom bombası yemesine göz yumarak,vagon vagon yokedilen Yahudilerin ızdırabını uslu uslu okuluma giderken öğrendim,ee uslu bi çocuğum tabi.Milyonlarca insana tabut ararken birkaç dünya savaşında ve sonrasında insan hakları evrensel beyannemesini okuyordum,sudanı,darfuru,somaliyi ve ırakı düşleyerek,bir kolerayı duydum birde kitle imha silahını.Ama artık dünya değişiyor baba oğlun hala uslu hala akıllı hala okuluna gidip geliyor ama doğu aynı doğu,afrika aynı afrika bende aynı usluyum.

Sözümü tuttum öğretmenim;
sağa sola siyasete miyasete bulaşmadım,Türkiyenin en önemli eğitim yuvalarından MARMARA ÜNİVERSİTESİNDE Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi oldum ve başarılıda oldum olmamam için hiç bi sebep yok çünkü böyle olmam isteniyordu.
Çingeneler kısırlaştırılmıştı ve ben başarılı öğrenci oluyordum siyasete bulaşmadan,trilyonlarca dolara silah alıyordu ülkeler ve ben sağa sola bulaşmıyordum cünkü;İnsan Hakları Evrensel Beyannemesini okuyordum.600 milyon olan emekli maaşı,asgari ücretimiz varken yıllığı 16 milyara öğrencilerimiz seciliyordu devletimizin gözbebeği kolejlerine ve ben sanatımı yapıyordum yüzümde tebessüm, kulaklarımda gelecek alkışın sesini hesap etmeye calışarak,değerinin ne olacağını şimdiden düşleyerek,şu kadar para ederse diye başlayıp sonunu kira öderim şunu alırım bunu alırım diye getirerek...Ne güzel alkış alıp,methiyeler düzülmüştü son sergime,bu cümlelerimi her adımımda aklımdan gecirerek ve cebimede biraz para koyarak hümanistliğim tuttuğu zamanlar,bir karıncayı gözden kaçırmayıp üstünden atladığım gibi oysa bizim zehire ihtiyacımız vardı,kine, nefretle yakıp yıkmaya,ölüme övgü düzmeye...İşte cesaret etmekten korkmamıştım artık sormuştum sorularımı, "neden" kelimesini hala saklı, hala canlı tutabiliyorsam özür dilerim baba ve öğretmenim!Keşke yaramaz bi çocuk olsaymışıyım,dişimin kaşınmasını gecirmek için ağzıma vermeseydiniz o cocukluğuma ait plastiği,uslu kelimesini hiç ama hiç tanımasaydım,bugün bu yazıların yerine daha başka öneriler getiriyor mu olurdum bilemem!
Dünyanın bu kadar mücadele dolu gecmesi yerine dayanışma önceliği taşısaydık belki şimdi özür diliyor olacaktım bu yazdıklarımdan dolayı ve bunu delicesine isteyerek...

Umut Sayar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder